**Pamukta Alım Fiyatı 40 TL Altına Düşmemeli, CHP’li Sarıbal Uyardı**
Pamuk hasadının GAP, Çukurova ve Ege bölgelerinde başlamasıyla birlikte, bu yıl kuraklığın verimi ciddi şekilde düşürdüğünü ve üreticilerin düşük fiyatlar nedeniyle zorlandığını belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “AK Parti iktidarı döneminde toplam pamuk ihracatı 2,2 milyon ton, ithalat ise 18,8 milyon ton oldu. İhracattan 4,2 milyar dolar gelir elde edilirken, ithalat için 33,8 milyar dolar harcandı. Sadece 2025 yılında 800 bin ton ithalat yapıldı ve 1 milyon 357 bin dolar ödendi. Çiftçiler emeklerinin karşılığını alamazsa pamuk üretiminden vazgeçecek ve ithalat daha da artacaktır” dedi.
Sarıbal, pamukta yaşanan istikrarsızlığın bir nedeninin de üretici örgütlerinin güç kaybetmesi olduğunu vurguladı. Tariş, Çukobirlik ve Antbirlik gibi kooperatif birliklerinin kamu desteği eksikliği nedeniyle piyasadaki etkinliklerini yitirdiğini ifade etti.
2024/2025 sezonunda 467 bin hektar alandan 830 bin ton lif pamuk elde edildiğini belirten Sarıbal, ABD Tarım Bakanlığı’nın raporuna göre bu yıl üretimin yüzde 19 düşerek 700 bin tona gerileyeceğini kaydetti. Bu gerilemede düşük fiyatlar, yetersiz su kaynakları ve artan kuraklığın etkili olduğunu belirtti.
**GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI YENİDEN ELE ALINMALI**
Sarıbal, pamukta dış ticaret dengesinin Türkiye aleyhine olduğunu belirterek, “AK Parti iktidarı döneminde toplam pamuk ihracatı 2,2 milyon ton, ithalat ise 18,8 milyon ton oldu. İhracattan 4,2 milyar dolar gelir elde edilirken, ithalat için 33,8 milyar dolar harcandı. Pamuk, AB-Gümrük Birliği kapsamında sanayi ürünü olarak değerlendirilmekte ve gümrük vergisinden muaf tutulmaktadır. Bu nedenle yerli üretici korunamamakta ve pamukta dışa bağımlılık artmaktadır. Gümrük Birliği Anlaşması yeniden değerlendirilmeli ve pamuk tarım ürünü statüsünde ele alınmalıdır” dedi.
**TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ MERAK EDEN BURSA’YA BAKSIN!**
Öte yandan, AK Parti’nin Meclis’e sunduğu Milli Parklar ve Kültür Alanlarını Düzenleyen Kanun Teklifine dikkat çeken Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Teklifin özellikle 5. maddesi, doğa koruma ilkelerini zayıflatabilecek ifadeler içermektedir. Bu düzenleme, korunan alanlarda kamu yararı gerekçesiyle doğa koruma ilkelerinin istisnalarla delinmesine olanak tanıyor. Bu maddeyle milli parkın içinde otel, spa, dinlenme tesisi gibi yapılar, ‘termal su kullanımı’ bahanesiyle inşa edilebilir. Böylece korunan alanların ekolojik bütünlüğü, su döngüsü ve doğal habitatı ciddi şekilde tehdit altına girer” diye konuştu.
Bursa’daki su krizini örnek göstererek ekolojik yıkımı anlatan Sarıbal, “Bursa’nın barajlarını besleyen su havzaları maden ve sanayi faaliyetleriyle tahrip edildi. Uludağ’ın suları şirketlerin tesislerine indirildi. ‘Su şehri’ Bursa, suyu en pahalı kullanan şehir haline geldi. Barajlardaki doluluk oranı yüzde 0,5’e düştü ve kent 12 saatlik su kesintileriyle yaşamaya başladı. Bu sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin geleceğinin bir göstergesidir. Çünkü suyun olmadığı yerde tarım, tarımın olmadığı yerde yaşam yoktur” dedi.
